4 Aralık 2013 Çarşamba

DİYARBAKIR - Gezi Yazı Dizisi # 7

Beni yanlış anlamazsanız Gap Turumuz boyunca keyif almadığımız tek şehir oldu Diyarbakır. Diğer gittiğimiz şehirler küçük, tarihi, sakin ve zihnimizdeki Güneydoğu Anadolu'yu destekler nitelikteydi. Diyarbakır ise bölgedeki tüm şehirlerden ve ülkelerden göç almış, İstanbul gibi karmakarışık, kalabalık bir yer. Hatta bizim gittiğimiz dönemde pek de tekin değildi ki tur otobüsünden indiğimiz anda tüm tur boyunca iki sivil polis eşlik etti grubumuza. Her şeye rağmen gayet güzel bir deneyimdi, pek güzel yerlerini de gezdik.


Diyarbakır'da da evler avlu usulü yapılmış. Dışarıdan bakınca yüksek duvarlar, içeride ise bahçeler, balkonlar ve binanın camları. Bu yapı hem mahremiyet hem de mevsimsel zorluklardan koruma sağlıyormuş. Cahit Sıtkı Tarancı'nın da evi aynı bu şekilde avlulu bir ev. Yüksek duvarları geçince serin mi serin, güzel bir bahçe karşılıyor sizi. Ev güzel muhafaza edilmiş, ziyaretçilerin gözlerinde canlandırabilmesi için odalar döşeli bir şekilde ziyarete açılmış.



Bahsettiğim avluya bakan iç pencereler bunlar. Öyle güzel işli ve süslüler ki...




İç bahçede dinlenecek güzel ağaç gölgeleri var



Evin içerisindeki bazı odaları mobilyalı ziyarete açmışlar. Bu sayede dönemi ve yaşamı gözümüzde canlandırabiliyoruz. Vantilatöre gülmedik değil :)



Cahit Sıtkı Tarancı'nın heykeli







Öyle süslü ki penceler, kapılar, parmaklıklar ve duvarlar





DİYARBAKIR ÇARŞISI

Doğru adının bu olduğunu sanmıyorum ama tur rehberimiz "Sizi çarşıya götüreceğim." dedi, biz de çarşı bildik orayı. Turumuz sırasında dinlenme yeri oldu burası bizim için. Diyarbakır'ın sıcak güneşinin altında kavrulan beyaz tenli kocama biraz nefes aldırmaktı amacımız. Poşu'larla burada karşılaştık... Şapka bulamayınca bari kafamıza bunları örteriz, başımıza güneş geçmez diye düşündük... 




Bir nevi kapalı çarşı... Aslında Avlulu çarşı da diyebiliriz :) Orta kısmında tepesi açık, brandalarla kapatmışlar.




Ortada ufak bir süs havuzu var. Çarşının iki katı da restoran ve cafelerle dolu



Kolası ve poşusuyla Porche arabaya binen bir sarışın Arap gibi olmuş :)



Öyle yöresel gördüğünüze bakmayın Rockçıdır benim kocam!








DİYARBAKIR KALESİ, KEÇİ BURCU

Diyarbakır Kalesi'nin Keçi Burcu'na tırmandık. Kendimi tekrar edeceğim ama Diyarbakır şehri Mayıs ortasında çok sıcaktı! Bu nedenle güneşin altında merdiven çıkmak ve çıktığımız yerin çıplak taş olması keyfimizi pek yerine getirmedi. Yine de manzarasıyla gönlümüzü almayı başardı...















DİYARBAKIR ULU CAMİİ

Daha evvelki bir yazımda da bahsettiğim gibi her yerde Ulu Camii var. Diyarbakır'daki de buymuş. Biz gittiğimizde onarım yapılıyordu, esas güzel mimariyi göremedik. Diyarbakır'ın genel hali gibi burası da çok kalabalıktı, fotoğraf çekmekte bile zorlandık...











1 yorum:

Adsız dedi ki...

Merhaba,gittiğiniz yer Hasanpaşa hanı oranın olduğu semt Dağkapı oluyor ve oraya çarşı diyoruz biz :)) umarım beğenmişsinizdir kentimizi