25 Şubat 2016 Perşembe

Bebeğimizi Nasıl Uyutuyoruz? Gece Rutinimiz Nasıl?


Blog üzerinden mail ile olsun, Instagram üzerinden olsun şüphesiz en popüler sorulardan bir tanesi "Bebeğinizi nasıl uyutuyorsunuz, gece uyuyor mu, rutininiz var mı?" Hepsine ortak yanıtım: "Sadece gece rutinimiz var, gerisi partiiii!"

Bebeğiniz olunca hayatınızdaki en büyük değişiklik: Uyku uyumuyorsunuz! Uyuyorsun diyenlere inanmayın, "aaa benim bebeğim vallahi akşam yatıp sabah kalkıyor, 10 saat şekerim" diyenlere göz devirin... Ya onların bebekleri çok istisna ya da hikayeyi biraz çarpıtıyorlar. Yine de kimsecikleri kırmayayım, genellemeyeyim, "bizim çocuk uyumuyor, bebeğini uyutanlara saygılar" diyip konuya başlayayım.

Oğlumuz doğduğundan itibaren en tepiştiğimiz, bizi en çok yoran, çıkış yolları aradığımız ama bir türlü bulamadığımız, sürekli bir düzen oturtmaya çalıştığımız, çıkış bulmaya çalıştığımız, uyuttuğumuz bebeğimizi "uyur tutabilmek" için yaptıklarımız derken bitmedi; 6 aylık oldu, biz bittik uykusuzluktan.

Malesef ki oğlumuzun ne gündüz, ne de gece uykuları düzenli değil. Bir gün iyi uyurken, bir hafta rezalet uyuyor (1'e 7 diyorum dikkat). Ancak oğlumuzun uyku mevzusunda yerine oturttuğumuz tek konu var o da gece uykusu önce rutinimiz ve gece uykusuna dalışı (mühim olan daldırmak değil, dalık tutmak, ayrı konu). 

Bebeklerin uyku düzeni konusunda internette gezinince en büyük çözüm basamağı olarak "gece uyku öncesi rutinini oturtmak" belirtiliyor. Biz de Can oğlumuz 1.5 aylık olduğundan itibaren bu rutini şaşmadan uygulamaya başladık. Çok düştük, çok kalktık, bir gün tuttu, bir gün daha da beter oldu hiç uyumadı derken 3.5-4 aydan itibaren rutin oturdu ve oğlumuz bu düzene alıştı. Tek nokta, yılmadan her akşam aynı şeyi yapmak. Teklerseniz, düşersiniz... Peki nedir uyku rutinimiz? Bu rutinimizin son halindeki saatlerini sizinle paylaşacağım. Çünkü bebeğimizin 3.ayındaki uyku saatleriyle 6.ayındaki saatleri aynı değil...

♥ 17.30-18.00 Akşam Yemeği (4.Ayından itibaren kaşık maması, bisküvi ve meyve karışımı veriyorum)

♥ 18.00 Babasının eve gelişi. Babasını görünce bir çığlık ve kocaman gülümsemeler, kol bacak çırpmalar

♥ 18.00-18.45  Baba oğul oyun saati. Hoplaşmalar, kahkahalar, mutluluklar.

♥ 18.45 Banyo. Oğlumuz göbeği düştüğünden beri aşı günleri, minik hastalıklar hariç her gün yıkandı. İlk 1.5 ay gün içerisinde yıkıyorduk ama sonrasında akşam rutinine ekledik. Şansımıza ki oğlumuz suyu çok seviyor, çıplak olmaya bayılıyor. Suratına, kafasına, neresine su dökerseniz dökün, o yüzündeki gülümseme hiç bitmiyor.

♥19.00-19.15 Giyinme ve Hazırlık. Bu sırada tertemiz kıyafetler giyiliyor, ayaklara masaj yapılıyor, dönencesindeki ninniler çalınıyor. Saçlar taranıyor, kulaklar temizleniyor, yüzüne nemlendirici sürülüyor (vücuduna sürmüyoruz, tamamen kişisel tercih)

♥ 19.15 Baba oğul kitap okuma vakti. Bu rutin de baba oğul rutini. Onlar bizim yatakta yan yana yatıp kitap okurken, ben de bir yandan evi tamamen topluyorum, dağılan banyoyu temizliyorum, mutfağı ve akşam yemeğimizi hazırlıyorum. Bu kadar küçük bebek kitaptan ne anlar demeyin. Bol renkli ve resimli kitapları var. O resimlerine bakıyor, babası da sakin sakin hikayeyi okuyor oğlumuza. Hem stabil ses konuşma onu sakinleştiriyor, hem de gördüğü resimler ilgisini çekiyor.

♥ 19.30-20.00 Uyku vakti. Uykuya geçiş saatini bu aralıkta oluyor. Kitap okurken ağlamalar, kırmızı gözler, göz ovuşturmalar başlayınca anlıyoruz ki uyku vakti ve uyutuyoruz.   

*** Banyodan sonraki her ortamda ışık kısık oluyor, asla cart ışığa sokmuyoruz oğlumuzu. Mümkün olduğunda sakin, oyunsuz geçiriyoruz o noktadan sonra ***


Bu noktadan sonrası her gece muamma. Yukarıda da dediğim gibi Can oğlumuzun hayatında sadece bu rutin var, öncesi ve sonrası partiiii! Bazı gece 2 kere uyanıyor, bazı gece 12 kere uyanıyor (gerçekten, 12). 

İşte böyle... Gece ve gündüz uykularında da bir gün rutin oturtursak, onu da sizinle paylaşıyor olurum. Benim hala umudum var, hunim de var...

13 Şubat 2016 Cumartesi

Bebeğimizin Uyku Arkadaşı Alışkanlığı

Herkesin dilinde son dönemde, bebekler için uyku arkadaşı. Ben de daha hamileyken bu konu hakkında birkaç bir şeyler okumuştum, bilgiyi depolamıştım. 


Peki uyku arkadaşı ne demek ve faydası nedir? (Bu noktadan sonra yazacağım hiçbir şey bilimsel ya da psikolojik bilgi içermemektedir, aksine çokça pratikten geçen tecrübemizin sonucunda toparladığım satırlardır.)

Bebeğin uykuya geçişi sırasında alışkanlık kazandığı, sarıldığı, yüzüne koyduğu bir uyku arkadaşı edinmekte fayda var. Çünkü bebekler 3.aylarından sonra uykuya dalış sırasında bir şeyi tutmaya, okşamaya ihtiyaç duyuyorlar. Uyku arkadaşı da bu işe yarıyor ve uykuya geçişi kolaylaştırıyor. Ayrıca uyku arkadaşı, bebeğinize uyguladığınız uyku rutininin bir parçası oluyor aslında. Yani uyguladığınız rutin sırasında uyku arkadaşını da bebeğinize verdiğinizde, "uyku zamanı geldi" mesajı daha da altı çizilerek bebeğinize geçiyor. 

"Eskiden uyku arkadaşı mı varmış şekerim, modern uydurmalar bunlar" diyenler de var, biliyorum. Ancak eskiden de varmış. Mesela benim adını annemin "ninni" koyduğu saten bir yastığım varmış. Uykuya geçiş sırasında "ninni, ninni" diyerek onu istermişim ve seve seve, okşaya okşaya, yüzüme süre süre uyurmuşum.


Peki biz bu uyku arkadaşı işini ne yaptık... Can oğlumuz 2 aylıktı C&A'den uç kısmı Mickey kafası, alt kısmı ise yumuşacık ve kaygan yapılı peluştan olan bir uyku arkadaşı aldık. Oğlumuzu yatağına yatırdığımızda hep yastığının yanına koyduk. Gerçekten de o zamana kadar uyku arkadaşıyla ilgilenmeyen oğlan, 3.ayından sonra uykuya geçişi sırasında yorganını eliyle mıncıklamaya ve yüzüne götürmeye başladı. İşte o zamandan sonra yavaş yavaş boynunun altına, yüzüne yaklaştırdık uyku arkadaşını. Bu uygulamanın sonunda, uyku arkadaşı asıl görevini 4.5 aydan itibaren yapmaya başladı. Oğlumuz uyku rutininin ardından (ayrıca bir yazıda gece uykusu rutimizi detaylıca yazacağım, bu konuda çok çalışıyoruz), uyku arkadaşını boynunun altından doğru yüzünün yarısına koyuyoruz ve onu tutarak, eliyle oynayarak uykuya dalıyor.


Şimdi baktık ki Can oğlumuz bu işi çok sevdi, alışkanlığı iyice oturmaya başladığı anda hemen C&A'e gidip bir tane daha aynı uyku arkadaşından aldık. Birisi kaybolur, başına bir şey gelir, her zaman yedeğimiz olsun istedik. Bir de yıkanma sırasında uyuması gerektiğinde eksiğimiz oluyordu, onu da tamamlamış olduk.

Bizim uyku arkadaşı maceramız bu şekilde, ilgililer de tecrübemizi paylaşmak istedim. Bazı anne babalar hiç böyle alışkanlıklar edindirmek istemiyorlar, biliyorum onlar da kendi sebepleriyle haklılar ama bebeğinizin kaliteli bir şekilde uyuması için her yol mübahmış, bunu anladım. Çünkü bebeğin kaliteli uykusu anne babanın kaliteli uykusu demek (Atıp tuttuğuma bakmayın, gece uykularımız malesef hala çok kalitesiz. Uyku arkadaşının faydasını sadece uykuya geçiş sırasında görüyoruz). Biz oğlumuza bu tip ufak alışkanlıklar edindirmeyi uygun görüyoruz, aksi fikirlere ise saygımız sonsuz. Bol uykulu, horul horul bebekli günler dilerim, sen biliyorsun, amin :)


11 Şubat 2016 Perşembe

0-6 Aylık Bebekler İçin Olmazsa Olmaz Oyuncaklar

Bebeğinizi güzel güzel eğlemenin en zor olduğu dönem sanıyorum ki ilk altı ay oluyor. Çünkü oyuncaklarla oynama becerisi henüz gelişmemişken, uyanık kaldığı süreler uzamaya ve eğlendirilme ihtiyacı artmaya başlıyor. Aşağı yukarı 3. ve 4.aydan itibaren, elinize verdiğiniz yumuşak oyuncaklarla biraz zaman geçirebilmeye başlasa da sizin istediğiniz bağımsızlığı yakalayamıyor. E anne olarak bizlerin de zamana ihtiyacımız var ve bebeklerimizi 15 ile 30 dakika arasında oyalayabilecek çözümler bulmalıyız. Biz de bu sırada temizlik, kişisel bakım, çay/kahve gibi ihtiyaçlarımızı giderebiliriz. Bu anlamda oğlumuz Can'ın ilk altı ayında hayatımızı kurtaran oyuncakları sizlerle paylaşmak isterim. Bu oyuncaklar, bizim için olmazsa olmaz, Can için ise lunapark heyecanıyla vakit geçirdikleriydi. 
Eğer bebeğinizi biraz da olsa kendi kendine oyalayabileceği oyuncaklar edinmezseniz, 5.aydan itibaren artısı eksisiyle ortalama 3 saatlik ayakta kaldığı süreler boyunca bebeğinizi kucağınızda agu gugu bugu eğlendirmek zorunda kalırsınız. Bu kadar yorgunluk, zaten yorgun olan anne için hiç iyi ve sağlıklı değil. Mutlu ve dinlenmiş anne eşittir mutlu bebekler!

♥DÖNENCE: Bebek bekleyen her anne baba, bebek alışverişi sırasındaki listelerinin en başına dönenceyi koymalarını tavsiye ediyorum. Bebekleri eve geldiğinde mutlaka ama mutlaka yataklarına monte edilmiş ve hazır bekliyor olsun. Biz de alışverişimizde dönenceyi almıştık ama vallahi bu bilgilerle  almamıştık. Hem yatağın üzerinde güzel görünüyor, hem müzik çalıyor, hem de bebek belki biraz ilgilenir diye düşünmüştük. Nereden bileydik ki hayat kurtarıcımız olacaktı!


İlk ay bir kaç defa çalıştırdık dönenceyi, Can oğlan hiç oralı olmadı. Desenize zaten yenidoğan bebek, kaç cm öteyi görebiliyor! Eh işte, denedik en azından. Bu nedenle ilk ay müziğini çalıştırdık ara ara, o da yok ilgisini çekmedi. Sonrasında Can oğlan 1.5 aylık olduğunda bir gün annem dedi "Şu çocuğa dönencesini açsanıza, oyun olur ona çok güzel." Yoook ilgisini çekmiyor ki diye yanıt verdik. Anneanne ısrarı ile dediğini yaptık ki meğersem oğlumuz büyümüş de dönencesini görmeye ve oyun olarak algılamaya başlamış! O günden, bugüne (Can oğlan şuan 5 buçuk aylık oldu) her gün dönencesine sıkılmadan vakit geçiriyor. Sıkılmadan derken ay ay kabaca söylemek gerekirse: 1.5-3 ay arasında yaklaşık olarak yarım saat, 3-5 ay arasında 15-20 dakika, 5.aydan itibaren ise ortalama 15 dakika altında keyifle vakit geçiriyor. Gün içerisinde 2-3 defa altına koyuyoruz ve değmeyin keyfine. Yukarıda bahsettiğim süreler dolduğunda ise mıkmıklanmaya başlıyor, ilgisini çekecek başka oyuncaklar arıyor.


Dönenceyi her çalıştırdığımızda mutlaka müziğini de açıyoruz ki hem kulağına çalınsın ve algılarını gleiştirsin, hem de ritim sayesinde daha da eğleniyor. Ancak bizim aldığımız model projeksiyonlu (bilhassa öyle seçtik, çok eğleneceğini düşündük, ortalama modellere göre daha pahallı olmasına rağmen tercih ettik). Bugün olsa projeksiyonlu alır mıyız, Hayırrrr! Boşu boşuna ekstra paradan başka bir şey değil bizce. Can oğlanın hiç ama hiç ilgisini çekmedi. Belki bizim çocuğumuza özel oldu bu ilgisizlik, bilemiyorum ama bizim için işe yaramadı diyebiliriz. Şuanki tecrübem olsaydı bol renkli, sadece müzikli daha uygun fiyatlı bir dönence tercih ederdik. Aynı şekilde bizim aldığımız modelin uzaktan kumandası var, çok lüzumsuz geldi bu da bize, hiç kullanmadık; o da ekstra özellik eşittir ekstra para...

♥ OYUN HALISI: Can oğlumuzun en en sevdiği, dolayısıyla da anne ve babası olarak bizlerin de en sevdiğimiz oyuncak aktivitemiz, oyun halısı oldu. Oyun halımızı tesadüfen bir e-bebek indiriminden, üzerinde hiç düşünmeden, modelini ve özelliklerini incelemeden almıştım. Şimdiki aklım olsa daha çok oyuncaklı, müzikli ve aktiviteli bir oyun halısı tercih ederdim ama elimizdeki de fazlasıyla işimizi gördü, tepe tepe kullandık.


Oyun halısına da yaklaşık 1 aylıkken oturtmaya başladık Can oğlumuzu. İlk başlarda çok ilgisini çekmemiş olsa da kısa süre sonra tepesindeki oyuncaklara şaşkın şaşkın bakmaya, 2.5 aylık olduktan sonra da oyuncaklara uzanmaya ve vurmaya başladı. Uzandıkça çıldırdı keyiften, vurdukça delirdi mutluluktan :) Annesi ve babası ise bu oyun halısı seansları sırasında birazcık ayak uzatıp kahve içtiler, çok mutlu oldular.


Oyun halısının modası hafiften geçmeye başladı evimizde. Can oğlumuz ne zaman 5 ayını doldurdu, oyun halısı yetmemeye, kuru kuru oyuncaklarla altında oturmak istememeye başladı. Şuan 5.5 aylık ve 5 dakikadan fazla imkanı yok oturmuyor, hatta bazı an geliyor ki 5 dakikayı bile çok görüyor bize. Can oğlumuz şuan daha çok yüzüstü yatma, hareket etme, kucakta oturma gibi pozisyonlar istiyor; oyun halısının papucu dama atıldı. Olsun, yeteri kadar canını çıkarttık halının, görevi tamamlanmıştır.

♥ FISHER PRICE KONUŞAN EĞİTİCİ KÖPEK: Can oğlumuz 2.ayını doldurduktan sonra sesli şeylere ilgi duymaya, duyduklarını algılamaya ve eğlenmeye başladı. Bu sırada rutin haline getirdiğimiz oyuncakçı gezilerimizin birinde Fisher Price markasının Konuşan Eğitici Köpek oyuncağını aldık. Alır almaz akşamına evde bir şenlik havası oldu, Can oğlumuz bayıldı! Henüz oyuncağın eğitici kısmıyla tabiki de ilgilenmiyor (renkleri, vücut bölümlerini sesli olarak basmayta duyarlı bir şekilde seviye seviye öğretiyor) ama üst üste 20 tane çocuk şarkısı çalma özelliğini açtığımızda yanıp sönen kırmızı kalbiyle beraber Can oğlumuz yattığı yerde resmen dans etmeye başladı. Öyle ki gün içerisinde belki elli kere o şarkılar baştan başa çalındı, mutluluktan uçuldu (anne, baba ve anneanne için ise bu şarkılar 3 ayın sonunda işkenceye döndü, hepsi ezbere bilinir oldu, ayrı konu).


Tavsiye eder miyim, kesinlikle! Uzun vadede aklı erdiğinde ise eğitici kısmından da faydalanacağına eminim. Canını çıkartacağız köpeciğin senin :)

KIRMIZI, SİYAH VE BEYAZ RENKLERDEN OLUŞAN HERHANGİ BİR YUMUŞAK, TİTREŞİMLİ OYUNCAK:  Bizim için hayat kurtarıcı oldu bu tip oyuncak da... Açılışı annem yaptı. Hamile olduğum haberini anneme Dubai'de seyahatte olduğu sırada vermiştim. O da oradan hemen o gün bir oyuncak almış, maymuncuk. Çekince titreyen, kırmızı ve beyaz üzerine siyah puantiyeli. Tam da bebeklere uygunmuş! Biz bebek sahibi olduktan sonra öğrendik ki minnoş bebekler, gözlerini açtıktan sonra en iyi beyaz üzerine siyah renkleri algılarmış. İşte tam da bu nedenle bu oyuncak, başka bir oyuncakla oynamayı beceremeyen ama eğlenmek isteyen minik Can oğlumuz için hayat kurtarıcı oldu.


Biz bunu tecrübe ettikten ve bu bilgiyi öğrendikten sonra annem bize bu renklerde iki oyuncak daha aldı, doya doya oynadı oğlumuz; halen de oynuyor, sıkılmadı... Ayrıca bu tip oyuncaklar tepeden kıskaçlı olduğu için istediğiniz yere rahatça tutturabiliyorsunuz (ev ana kucağı, puset, yatak kenarı vb.). Yani her yerde çok heyecanlı :)

CIRK CIRK EDEN PLASTİK OYUNCAK VE DİŞ KAŞIYICI: Bu başlık size saçma mı geldi, demek ki henüz üç ayı geçmiş bir bebeniz yok :) Can oğlumuz 4. ayında diş çıkarttığı için 3.ayından itibaren feci diş kaşıntısı yaşamaya başladı. Biz de kimselerin dilinden düşüremediği meşhur Zürafa Sophie'den edindik bir tane. Evet, lüzumsuz şekilde çok pahallı, doğru... Ancak gerçekten de meşhur olduğu ve iddia edildiği gibi bebeklerin çok ilgisini çekiyor. Bildiğiniz herhangi bir plastik oyuncak gibi sıkınca cırk cırk ediyor, o ilgisini çekiyor bir kere. Ardından da kafa kısmı ve bacakları, bebeğiniz için kemirme noktası oluyor, zevkten dört köşe... Ancak unutmayın ki bebeğinizin Zürafa Sophie'yi kendi kendine tutarak diş kaşıyıcı olarak tam performans kullanması için 4.ayını geçmesi gerekiyor. Öncesinde biraz sizin yardımınızla ilerliyor her şey. Ancak 4.aydan itibaren o beceriyi kazandıktan sonra özgürce kemir babam kemir.

Aynı diş kaşınma sebebiyle bir de ayrıca diş kaşıyıcı edindik biz. İlk olarak sert, renkli bir diş kaşıyıcı aldık ama zevkle başlayan macera, kavga ve ağlamayla bitti hep, sert olduğu için damağını acıttı. Ardından (ne varsa anneanne bilgi ve tecrübesinde var) içi sulu olan, yumuşak diş kaşıyıcılardan aldık ve gool! Can oğlumuz buna da bayıldı, zevkle kullandı.




♥♥♥♥♥ Bu oyuncaklar dışında pek çok ufak tefek oyuncakla oynadı. Parmak kuklaları, minik yumuşak hayvancıklar, çıngırak, yumuşak çıngıraklı beztoplar vb... Ancak hiçbiri bu yukarıdaki ana parçalar kadar "olmazsa olmaz" değildi bizim için. Hatta 5. ayından itibaren de sesli, müzikli ve müğmeli iki sert oyuncak aldık, şimdi yeni favorisi onlar... ♥♥♥♥♥

5 Şubat 2016 Cuma

Stokke BeSafe iZi Sleep Anakucağı / Araba Koltuğumuzdan Memnun Muyuz?


Biz de her yeni anne baba gibi hamileliğim sırasında bebek arabası, anakucağı alışverişimizi tamamladık. Ancak bebeğinizi kucağınıza aldığınızda boyu, kilosu, karakteri gibi önemli detaylar, öngördüğünüz gibi olmayabiliyormuş. Ayrıca henüz anne babalığı pratikte yaşamamış olduğunuz için bebek arabası, araba koltuğu, anakucağı ihtiyaçlarınızın nasıl olacağını da tam bilemiyorsunuz. Biz de Can oğlumuz 1.5 aylık olduğunda, hamileliğim sırasında aldığımız bebek arabası ve anakucağımızı beğenmediğimize, oğlumuz Can'a uygun olmadığına karar verdik. Bebek arabası konusunu ayrı bir yazıda mutlaka detaylıca sizlerle paylaşacağım ama öncelikle kullandığımız bebek arabamızın tüm olumlu ve olumsuz yönlerini iyice biriktirip, sindirip güzel, verimli ve gerçekçi bir içerik sağlamak istiyorum.

Araba koltuğu konusuna gelirsek; hamileliğim sırasında aldığımız bebek arabasının onun anakucağı malesef ki uzun boylu Can oğlumuza küçük geldi. Henüz 1.5 aylık olduğunda bile ayakları neredeyse dizinden itibaren dışarıda kaldı. Ayrıca ana kucağını aynı zamanda araba koltuğu olarak da kullandığımız için güvenlik çok çok önemli bir kalemdi. Malesef ki anakucağımız bizi bu yönde tatmin etmedi, güven vermedi. Eş zamanlı olarak ana kucağının, mutlaka ve mutlaka yenidoğan mini minnacık bebeğiniz için konforlu olması gerekiyor. Bizim ana kucağımız o kadar konfor yoksunuydu ki zaten anakucağında oturmak istemeyen Can oğlumuz, içerisindeyken daha da huzursuzlanıyordu. Ayrıca rahatını arttırmak için, anakucağının iç kısmına yastık bile koyduk, olmadı, olmadı...


Zaten bebek arabamızdan da memnun olmayınca, Joker ziyareti bize farz oldu. Forum İstanbul Joker mağazasında bebek arabalarını ve anakucaklarını inceledik. En başından beri Stokke marka bebek arabalarını çok beğendiğimiz, güvenli ve konforlu olduğunu düşündüğümüz için bu marka üzerinde yoğunlaştık. Aynı zamanda uzun vadede Can oğlumuz artık anakucağıyla değil de araba koltuğuyla araba yolculuğu yapacağı zamana geldiğinde de ilk tercihimiz güvenlik ve konforu en üst düzeyde sağlayan BeSafe araba koltukları olacaktı, bu konuda emindik. Mağazaya gitmeden önce ürünleri internette incelerken gördük ki BeSafe markası, Stokke markası için anakucakları yapmış. "Stokke BeSafe iZi Go" ve "Stokke Besafe iZi Sleep". Mağazaya gittiğimizde ise aklımızda Stokke BeSafe iZi Go ana kucağını öncelikli olarak incelemek vardı. Ancak mağazaya gittiğimizde Forum İstanbul Joker'e özel bir kampanyayla karşılaştık, Stokke Xplory bebek arabasıyla beraber Stokke BeSafe iZi Sleep anakucağı/araba koltuğu hediyeydi! Bebek alışverişinde olanlar bilirler ki puset, anakucağı, araba koltuğu gibi büyük parçalar oldukça pahallı yatırımlar. Bu nedenle birisinin bedavaya gelmedi şahaneydi!


Araştırmalarımız sırasında hiç aklımızda olmayan iZi Sleep araba koltuğunu mağazada iyice inceledik ve bedava olmasından öte, diğer özelliklerini gözönünde bulundurarak almaya karar verdik. Anakucağı/araba koltuğunu kullanmaya Can oğlumuz 1.5 aylıkken başladık ve şuan 5 aylık oldu; hakkında biraz atıp tutacak kadar kullandığımızı düşünüyorum.

Şimdi size her zaman yaptığım gibi kısa kısa ürünün bizim için olumlu ve olumsuz gelen özelliklerini aşağıda sıralamaya çalışacağım. Akıldan çıkartılmamalıdır ki "olumsuz" ve "olumlu" dediğim özellikler, tamamen bizim ihtiyaçlarımız ve beklentilerimize göre yorumlanmıştır.


OLUMLU YÖNLERİ

♥ Ürünün üzerinde hem Stokke, hem de BeSafe gibi alanlarında bir numara iki markanın etiketini taşıyor. Bu da her anlamda bana kalite, güvenlik, satış sonrası destek ve bebeğimin konforu açısından garanti sağlıyor.


♥ Can oğlumuzu içerisine ilk oturttuğumuzdan itibaren çok çok rahat etti! Arabadaki mızmızlanmaları, pusete monte ettiğimizdeki gakgukları bitti! Pusette ve arabada giderken uyuduğu süreler ve uyku kalitesi çok çok arttı. Yeri geldiğinde 1.5-2 saat kesintisiz ve derin uyuduğu oldu. Yani konforu, Can oğlan tarafından tescillendi, tamamdır!

♥ iZi Sleep anakucağına farkettiyseniz en başından beri eş zamanlı olarak araba koltuğu diyorum. Çünkü gerçekten de anakucağı değil, araba koltuğu aslında. Çünkü ana kucağı gibi değil de araba koltuğu gibi kullanılıyor. Zaten görüntüsü de tamamen araba koltuğu. Tam da bu sebeple, bebeğinizi araba yolculuğu sırasında bir anakucağı gibi değil de araba koltuğu gibi koruyor. Güvenlik, güvenlik, güvenlik!


♥ iZi Sleep'in en önemli özelliği, adındaki "sleep/uyku"dan da anlaşılacağı gibi tamamen yatar pozisyonda kullanılabiliyor olması. Çok önemli nokta şu ki arabada asla ama asla yatar pozisyonda kullanılmamalı, güvenlik güvenlik güvenlik... Ancak araba dışındaki kullanımı sırasında bebeğiniz yatar pozisyonda mışıl mışıl uyuyabiliyor.



♥ Diğer hiçbir araba koltuğunda olmadığı şekilde Stokke BeSafe iZi Sleep, Stokke marka bebek arabanıza "tık" diye, herhangi bir diğer anakucağı gibi kolayca monte edilebiliyor ve bebek arabanızı sürebiliyorsunuz.


♥ Diğer araba koltuklarının aksine taşıma kolu sayesinde rahatlıkla taşınabiliyor.

♥ Araba koltuklarında bulunmayan ama iZi Sleep'te bulunan ve benim çok beğendiğim bir başka özellik de güneşliğinin olması. Aynı bir puset gibi açılabilen ve kapanabilen bir güneşliği bulunuyor. Bilhassa arabanın camına takılan güneşliklerin çok işe yaramadığı anlarda fıırttt diye güneşliğini açıyorsunuz ve bebeğiniz güneşten korunuyor.

♥ Kumaş kalitesi gayet güzel, tüm kumaş çıkartılıp yıkanabiliyor. Sıkı bir yağmura yakalandığımızda test etme şansı yakaladık ki kesinlikle yağmur geçirmeyen bir kumaşı var. Yağmur damlaları, üzerinden kayıp gidiyor.

OLUMSUZ YÖNLERİ

♥ En en en en büyük problemi, ağırlık! Bir araba koltuğu için değil ama bir anakucağı için çoook ağır. Yani arabaya bir defa bağlayıp da sadece araba koltuğu olarak kullanacaksanız kesinlikle hiç problem değil. Ancak diyorsanız ki "ben bunu hem araba koltuğu olarak kullanayım, hem de anakucağı olarak oradan oraya taşıyayım ve bebek arabasında süreyim", o zaman kol kası yapmaya ve belinizi çıkartmaya hazır olun. Hele lokumdan tatlı bebeğiniz her geçen gün daha da ağırlaşınca, her geçen gün taşımak da daha zorlaşıyor.


♥ Bebek arabasında sürmek oldukça zor. İki sebeple, 1-Üst maddede bahsettiğim "ağırlık" sebebiyle bebek arabasını da ağırlaştırıyor ve hantallaştırıyor. 2-Bilhassa yatar pozisyondayken bebek arabasıyla beraber öyle büyük ve yüksek oluyor ki dükkan koridorlarında bile sağa sola çarpabiliyorsunuz.

♥ Yaz ayında henüz kullanmamamıza rağmen, eğer ki araba birazcık sıcak olursa ya da Can oğlanın üzerini bir kat fazla kaçırırsak mutlaka terletiyor. Baş ve sırt kısmı su gibi oluyor kuzumuzun. Bütün araba koltukları böyle terletiyor mu bilmiyorum ama bizim oğlan terledi vallahi.


♥ Fiyat konusunu ne kadar "olumsuz" bir özellik olarak sayabiliriz bilmiyorum ama bu ürünün de fiyatı bence tüm Stokke ve BeSafe ürünleri gibi oldukça pahallı. Bu fiyatlara değer mi değmez mi herkesin kendi tercihleridir ama böyle güvenli ve kaliteli bir ürün bir lokmacık daha uygun fiyatlı olsa çok tatlı olurdu :)


♥ Bu ürünü madem ki anakucağı olarak kullanacağız, yani bebek arabamıza takıp gezeceğiz, o zaman mutlaka ama mutlaka yağmurluğu ve sinekliği olması gerektiğini düşünüyorum. Malesef ki yok... Türkiye'de yok da dünyada var mı bilmiyorum ama burada yok, çok büyük problem. Bence bebek arabasının olmazsa olmazıdır sineklik ve yağmurluk... Piyasada satılan, her anakucağına uyan sineklik ve yağmurluklar da malesef ki bu ürünün büyüklüğü sebebiyle uymuyor. Malesef.

---------------------------------------------------------------------------------

Özetlemek gerekirse, olumlu ve olumsuz yönlerini toplayıp çıkarttığımızda, kendi tercih ve beklentilerimize göre, Stokke BeSafe iZi Sleep anakucağı/araba koltuğundan "biz çok memnunuz" diyebiliriz. Oğlumuz bu koltuğa sığmamaya başladığı zaman da BeSafe markasının diğer araba koltuklarına geçiyor olacağız. 

*** Ürünü resmi bilgilerle incelemek isterseniz Stokke'nin resmi internet sitesine TIK TIK gidebilirsiniz (sayfa yeni pencerede açılır) *** 

*** Ürünü resmi Joker sayfasından satın almak isterseniz de Joker'in resmi satış sayfasına TIK TIK gidebilirsiniz (sayfa yeni pencerede açılır) ***