15 Nisan 2015 Çarşamba

Hamileliğimin 11, 12 ve 13. Haftaları - Yüksek Düşük Tehlikesi

Hamileliğimin kara haftası oldu bu üç hafta bizim için. Öyle zor, üzüntülerle dolu geçti ki halen arada dahi olsa etkilerini hissediyoruz eşimle beraber...

Bu haftalarda yaşadığım düşük tehlikesini tüm detaylarıyla bilhassa anlatmak istiyorum. Çünkü çok hafif de olsa böyle bir tehlike yaşayan ya da yaşamaktan endişe duyan anne adayları, ilk soluğu internetteki benzer hikayeleri arayarak alıyorlar. Bu hikayelerde genellikle "Kahverengi lekelenme olursa hiç endişe etmeyin, pembe ya da kırmızı olursa çok tehlikeli, kanamalar kaçınılmaz sonlu, parça düşürmeler ise yüzde yüz düşük, bel ve karın ağrısı ise çok tehlikeli" olarak anlatılıyor. Daha önceki yazımda da söylemiştim, mucizelerin kuralları olmaz. Hiç kanamasız düşük yapanlar da duydum, 9 ay kanamalı bir şekilde sağlıklı bebekler dünyaya getirenler de... Yani matematik değil hamilelik. Lütfen endişe etmeyin, doktorunuza güvenin, bebeğinizin başına gelebilecek bir şeyin de ne yapsanız önüne geçemeyeceğinizi kabullenin... 

Daha evvel blog yazılarımdan birisinde de sizlerle paylaşmıştım ki 2014 yazından beri vejeteryan bir beslenme düzenindeyim. Hamileliğimde de bu değişmedi. Doktorumla detaylıca konuyu konuştuk, yeteri kadar sebze meyve tükettiğim ve sağlıklı beslendiğim müddetçe bir sorun yaşamayacağımı teyid etti. Ben de aynı beslenme düzenime, daha da çok özenerek devam ettim.

11.haftamdaki Cuma akşamı canım öyle çok döner istedi ki size anlatamam! Normalde et yediğim dönemde bile öyle döner düşkünü bir insan olmamama rağmen çok canım istedi. Eşime söyleyince hemen döner ekmek sipariş ettik, eve geldi. Hayatımda bir şeyi o kadar iştahla yediğimi pek hatırlamam... Yerken bile kendimden geçtim... Ardından keyifle koltuğa yayıldım, miğdemdeki hazzın keyfini çıkarttım. Yarım saat sonra yine koltukta otururken bir yandan da annemle telefonda konuşuyordum ki bir tuhaflık hissettim. Sanki çok sıkışmıştım ve tuvalete gitmem gerekiyordu. Hızlıca annemle telefonu kapattım ve tuvalete gitmem gerektiğini söyledim. O an hissettiğim, sanki idrarımı kaçırıyordum... İdrar kaçırmak normalmiş gibi anlatıyorum ama o an öyle hissettim ve ona inandım, neden diye sormayın...

Hızlıca tuvalete gittim, tuvaletin kapısında içimden bir şeyin kayıp, çamaşırıma düştüğünü hissettim. İşte o an mutfakta olan eşime çığlık attım, o da beyninden vurulmuş gibi koştu geldi yanıma. Korkudan çamaşırımı çıkartıp bakmaya cesaret edemedim malesef... Yine neden olduğunu bilemediğim bir şekilde o an düşen şeyin bebeğimiz olduğunu düşünüyordum, hatta emindim... Banyonun yerlerine kadar üstüm başım her yer kan olmuştu. Meğersem başından beri idrar kaçırıyorum dediğim olayda kanamam varmış ve son anda resmen kan boşalmış...

Bir yandan ağla ağla, bir yandan duşa gir, bir yandan eşim cinayet mahaline dönmüş haldeki yerleri siliyor, tam bir felaket yaşadık...

Duştan çıktığımda düşen parçaya baktık, en azından 5 cm boyunda kan kırmızısı bir kitle...  Bebek olduğuna emin olduk... İnternette okumuştum ki düşük sırasındaki parçanın atılmaması gerekiği ve sonraki hamilelikler için sebep araştırılması bakımından testlere gönderildiği aklıma geldi. Parçamızı poşeye koyduk, sakladık.

Ardından sakinleşince doktorumuzu aradık, olayı anlattık. Şuan düşük başladıysa yapılabilecek bir şey olmadığını söyledi. Ancak düşük henüz gerçekleşmediyse, sadece tehlike varsa da hemen eczaneye gitmemizi, Proluton iğne almamızı ve hastanede iğneyi olmamı söyledi. Ertesi sabah ilk randevuyu da almamı ve kontrole gitmemizi istedi. Ancak bu kadar sancısız bir düşük olamayacağını, doktor fikriyle bunun düşük olmadığını da belirtti. Biz de hemen dediğini yaptık, iğnemi oldum ve eve geri geldik. Eşimle beraber dağılmış, üzültüden neye uğradığımızı şaşırmış, aynı zamanda şok içerisinde oturduk bir müddet. Sonra baktık ki vakit geçmeyecek, uyuyalım ki sabah olsun dedik. Bu sırada kanamam hafif hafif devam etmiş olsa da neredeyse tamamen durmuştu ama bu defa da şiddetli ağrım başlamıştı.

Sabahı zor ettik... Koşa koşa hastaneye gittik. O ultrasona girmek, hem benim hem de eşim için öyle zordu ki... Alacağımız yanıt bizi öyle korkutuyordu ki... İçi boşalmış kese ya da şekli bozulmuş bir kese görmek öyle zor olacaktı ki...

Doktorumuz ultrasonu karnıma koyduğunda şok olduk, bebeğimiz orada duruyordu! İnanamadık... Hemen kalbini dinletti, olması gerektiği gibi atıyordu. Kesesine baktı, bir bozulma yoktu. Aksine ilk defa bebeğimizi taklalar atarken gördük, öyle hareketliydi ki... Ancak bebeğimizin plesentasının arkasında kocaman bir kanama bölgesi vardı, biz bile o kocaman karartıyı çok net bir şekilde görebildik. Tüm kontrollerin ardından masasına geçtik ve kağıtlarımızı masaya döktük. Doktorumuz yüksek bir düşük tehlikem olduğunu, bebeğin ya da kesesinin bir zarar görmediğini, evvelsi akşam düşenin rahim içinden bir parça oluğunu ama tehlikemin çok yüksek bir şekilde devam ettiğini söyledi. Bir hafta rapor verdi, evde tuvalet harici yataktan kalkmamamı, sadece dümdüz yatmamı söyledi. Sonraki hafta kontrole gideceğimizi ve evvelki akşam olduğum haftalık iğneden iki defa daha olacağımı söyledi. Böyle bir mutluluğu yaşarken, bir yandan da korku ile dolu bir biçimde evimize gittik.

Bir hafta boyunca eşim, annem ve ablam bana baktılar. Suyumu bile önüme getirdiler, tuvalet harici gerçekten de beni kaldırmadılar.

Cumartesi günü yeniden kontrole gittiğimizde kanama bölgesi neredeyse tamamen kaybolmuş (ultrasonda minnacık bir noktada kalmıştı), benim kanamam ve ağrılarım da durmuş, kendimi çok iyi hissediyordum. Doktorum işe başlayabileceğimi, ancak çok dikkatli ve yavaş hareket etmem gerektiğini söyledi. Bu sırada iğneye ve ilaca devam etmemi, ufak kanamalarla karşılaşırsam da önemsemememi söyledi. Mutluluğun böylesi az yaşanır sanırım... Eşimle beraber üzerimizden büyük yük kalktığını tahmin edebilirsiniz.

13. Haftam ise ofiste ama kaplumbağa gibi geçti. Eve gelip direkt olarak uzandım, haftasonları hiçbir yere çıkmadık, hep eşim baktı bana ve annem de besledi. Bu aşamada riskim tabiki halen devam ediyor ama en azından "yüksek düşük tehlikesi" etiketli değilim, sadece tehlikeli bir hamileyim :)





14 yorum:

YUUGEN dedi ki...

çok geçmiş olsun, insanın o anı gördükten sonra ki hislerini anlamam mümkün değil sadece hayal edebiliyorum çok üzüldüm...
dinlenmek gerek işte ama işe giderken olmuyor :(

Burcu Odacı dedi ki...

Seninki kadar ağır olmasa da benzer şeyler yaşadığım için seni çok iyi anlıyorum canım. Allah beterinden saklasın. Çok şükür bebek de sen de iyisiniz şimdi, bundan büyük mutluluk olamaz herhalde.
Lütfen kendine çok çok dikkat et...

Begonvilli Ev dedi ki...

Tüylerim diken diken oldu! Yıllar önce yaşadım, dolayısı ile çok iyi anlıyorum. Yürekten geçmiş olsun diyorum. Çok dikkatli olun.❤

Atahan ile hayat dedi ki...

canım benim öncelikle çok geçmiş olsun... benimde ilk bebeğim düşüktü o acıların tarifi gerçekten çok ama şunu sakın unutma sağlıklı bebek tutunur eğer bebek sağlıklı değşilse vücüt atmak istiyor...Mücize alın yazı adı ne ise eğer o bebeğin yaşaması gerekiyorsa ne olursa olsun yaşar ... Bol bol dinlen hijyene dikkat et pamuklu iç çamşırı kullan ayaklarını sıcak tutu üşütmememeye dikkat et seni kocaman öpüyorum sağlıkla gelsin minik bebişimiz

Yasemin dedi ki...

Çok korktum okurken bende..
Çok geçmiş olsun ama sonuç iyi neyse ki..

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Benzer hikayeyi yaşamış biri olarak ben de dehşetle okudum. Aslında önceki yayınında söz etmiştin ama ben " ya bir şey olduysa " diye yine dehşete kapıldım. Offf analık zor zenaat !
Tekrar tekrar geçmiş olsun. Öpüyorum ♥

Gökkuşağı Dosyası dedi ki...

Offf çok fena oldum okurken inan. Çok üzüldüm yaşadıklarınıza. Tahmin bile edemem nasıl korktuğunuzu. :(((Kiminin hamileliği güllük gülistanlık geçerken, kimininki de böyle fırtınalı oluyor maalesef. Ama yavrunuz sağlıkla doğsun da, güzel bir ömrü olsun da sonuçta... Çok çok çok geçmiş olsun diyorum, çok dikkat kendine e mi?

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Hazel Çelik, evet şuan çok iyiyiz, şükür. Haftaya detaylıyı da atlattık mı biraz daha yaslanacağım arkama :)

İşe giderken malesef ki mecburiyetler her şeyin önüne geçiyor. Olsun, şimdiden gün sayıyorum doğum iznim içim :D

Kizlierkeklikedili dedi ki...

burcuuuuk, ilk üç ayda böyle sıkıntılar yüzde olarak çok yüksekmiş Burcu'cuğum. Hepimizin başına ucundan kıyısından geldi ama bak hepimiz çok şükür iyiyiz. İyi olacaksa oluyor zaten, gerçekten de hamilelik sürecinde anne adayının elinden gelen bir şey malesef ki olmuyor. Teslimiyeti öğrenmemiz lazım...

Sen de çok dikkat et kendine, ne kaldı ki şunun şurasında, yarısını bitirdik :)

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Begonvilli Ev, çok teşekkür ederim güzel dilekleriniz için ♥ Başıma gelince, etrafımdan da öyle çok bu tip hikayeler duydum ki... Meğerse çok çok çok anne adayının başına geliyor ama nedense pek dillendirilmiyor. Sanırım kötü anıları kimse tazelemek istemiyor.

Çok teşekkürler, sevgilerimizle ♥

Kizlierkeklikedili dedi ki...

ATAHAN İLE HAYAT, çok teşekkür ederiz ♥ Geçmiş zaman olsa bile sana da geçmişler olsun, acısını tahmin edemiyorum...

Kesinlikle, ben de başıma gelince onu sindirdim içime. Bebek tutunacaksa tutunacak, tutunmayacaksa da ne yapsam tutunmayacak... Aslında hamilelikte hiçbir şey gerçekten de elimizde değil. Teslim hali yani...

Doktorum da aynı önerilerde bulundu, bilhassa üşütmememi önerdi, dikkat ediyorum elimden geldiği kadar. İyiyiz şuan şükür ♥

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Yasemin, çok teşekkürler ♥ Biz de çok korktuk ama atlattık şimdilik çok şükür.

Kizlierkeklikedili dedi ki...

coletté, çok teşekkürler güzel dilekleriniz için ♥ şimdi çok iyiyiz, şükür. Gerçekten de annelik daha karında başlıyormuş ve ilk dakikasından itibaren endişe ve zorluklarla başlıyor. Bakalım her şey yolunda gider de oğlumuz sağlıkla dünyaya gelirse başımıza daha neler gelecek, ne endişeler yaşayacağız :)

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Gokkusagi Dosyasi, çok teşekkürler Eylül'cüğüm ♥ Evet, aslında her hamilelik farklı zorluklar getiriyor beraberinde, ben artık ona inandım. Misal, bazısı kusmaktan hastanelik olurken benim hiç midem bulanmadı. Ya da bazısı kanamalar geçiriyor, bazısı 9 ay yatağa mahkum kalıyor, bazısında ise hiçb böyle şeyler yok.

Doktorumuz bana öyle dedi "O kadar alıştık ki planlı programlı yaşamaya hamileliği de öyle sanıyoruz. Aslında değil, çok kişisel ve çok doğal bir süreç, planlayamazsın." O nedenle biz de kabul ettik böyle bir süreç olduğunu.

Dikkat etmez olur muyum, hala 5 dakikalık yolu 15 dakikada yürüyorum doktor talimatıyla :)