Artık kalabaklıktan seslerin iyice birbirine karışmaya başladığı blog dünyasına girişim konusunda "Heh şuncacık yerde alacak nefes zaten kalmamıştı, bir sen eksiktin..." diye düşünenler olacaktır. İnternet dünyası sınırsız bir alan, herkese yer var dediler, geldik...
Neden blog yazmaya karar verdim? Mutlu hayatımda eşim ve kedimle beraber en lezzetli İtalyan makarnası kıvamında yoğrulmaktayız. Bu güzel makarnanın yemek aralarında ise yoğun iş temposunun ardından eve gelmenin anlatılmaz huzurunu yaşıyoruz. İşte o "Ev Huzuru" zamanlarında günümle ilgili paylaşmak, hatırlamak ve not düşmek istediğim anılarım, düşüncelerim oluyor. "Kendim için yazıyorum"un rahatlatıcı kucağında yaşamak istemem, aksi halde bilgisayarımda kendi kendime yazar ve bu yazıları bin türlü şifreleyip saklardım. Ben başkalarıyla paylaşmak, beraber büyümek, kendimi ve kendimden başkalarını da tanımak istiyorum.
Bu blog sayfasının içeriğinde neler olacak? Erkekli ve Kedili bir Kız'ın yaşamına dair her konuda yazıya rastlayabilirsiniz. Bazen günlük tadında daha kişisel yazılar, bazen kızlı-erkekli hayat ile ilgili notlar, kediler hakkında birkaç sayfa, iş hayatı hakkında serzenişler, klasik kadın sendromları derken sayfalar akar gider diye düşünüyorum. Ne kendime ne de okuyucularıma konu sınırları koymak taraftarı değilim. Ben yazdığımla sizi, siz ise okuduğunuzla beni şaşırtın istiyorum...
Malumunuz ilk yazı en zor olanıdır. "Şimdi neyi, nasıl anlatsam?... Daha ilk yazıdan gıcık olmasa insanlar bana... Komik yazarsam ciddiyetsiz, ciddi yazarsam da sıkıcı derler ama... Geri planda Outlook'ta biriken okunmamış iş postalı ellerinle pisleteceksin blog yazan klavyeyi..." diyen sevimsiz tilkiler halay çekiyor aklımda. İlk heyecanı üzerimden bir atayım, sorgusuz sualsiz yazılar yazıyor olacağım, hiç endişelenmeyiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder