14 Şubat 2014 Cuma

Plaza Tavuklarının Asansör ile İmtihanı

Bugün size plaza tavuklarının minik hayatında mühim bir yer tutan asansörlerden bahsedeceğim. Asansörlerin kapısına upuzun bir liste asıp, genel kuralları herkese duyurmak istiyorum ama mümkün değil. İçimde mi kalsın? Asla... Buraya yazarım ve ferahlarım, olmaz mı :)

1- Çağırma Tuşları ve Yönleri: Abiler/Ablalar, asansörlerdeki çağırma tuş yönlerini kavramakta zorluk çekiyorlar. Üst kata çıkacaksan üst ok'a, alt kata ineceksen de alt ok'a basar ve beklersin ama bizimkiler hepsine basıyorlar! Gelen asansöre kızıyorlar bir de "Bu asansörler de eskidi artık, hep farklı yöne giden geliyor!" Beyin mi arasın?

2- İniş-Biniş Sırası: Asansörü beklediniz, geldi, içi insan dolu ve inecekler... Asansörlerde de kural, tüm toplu taşıma araçlarında olduğu ama kimsenin uygulamadığı üzere "inenler önce insin, binenler beklesin ve boşalınca binsin"dir. Malesef ki bunu "yüksek beyinli plaza çalışanları" algılayamıyorlar. İçi dolu asansöre sıkış tıkış binmeye çalışıp, bir de içeridekiler itişe tepişe inmeye çalışırken adamların suratlarına "öfff"lüyorlar! Sen binince,adam nasıl insin ki?!

3- Asansördeki Telefon Sinyali: Asansörlerde çoğu zaman telefonların çekmesi ile ilgili sıkıntı yaşanıyor, bunu da düzenli asansör kullanıcıları biliyor. Telefonla konuşan plaza tavuğu, hattın diğer ucunda sesini duyuramadığı arkadaşına üçyüzbinmilyon defa "Alo?Alo?" diye hunharca bağırır. Kardeşim, kesildi işte! Kabul et, ya sus ve bekle, asansörden inince ses düzelecek ya da arkadaşına asansörde olduğunu söyle ve inince geri ara. Yoook... Alo, Alo, Alo?!

4- Parfüm Zehirlenmesi: İş görüşmesi ya da kendince mühim bir toplantı için üst katlara çıkan ablamız, hem hanım arkadaşlarının kıskançlığını muhteşem(!) kokusuyla arttırmak, hem de beylerin başını döndürmek(!) için asansöre binmeden önce parfüm banyosu yapar. Malumunuz parfüm denen madde, ilk başta çok kokar, alkollüdür ve buram buram peşinizden gelir. Parfümü değil sıkıp, yıkanıp da asansöre binmek ne demek! Zaten omuz omuza bit kadar yerdeyiz, neredeyse sabah ne yediğini bileceğim, bu parfüm durumu nasıl bir saygısızlıktır!

5- Medeniyet demek, Sıra demek: Medeni hayatın her alanının olmazsa olmazı "sıra"dır ama plaza tavuklarının "medeni" olmadığını daha evvel sizlere detaylıca anlatmıştım. Asansörleri bekliyorsun, turnikelerden yüksek sesli bağırış ve kahkalarla bir grup geliyor, onlar da asansöre binecekler... Tam onlar geldiğinde asansör de "binnnnng" diye geliyor ve koca grup bir çırpıda asansöre binip kapasiteyi dolduruyorlar!  Sen neredesin mi? Sıra bekliyorsun...

6- Tuşlara Bir Daha, Bir Daha Basmak: Abinin/Ablanın işi aceledir, asansörün doğru çağırma yönlü düğmesine basmasına rağmen asansör bir türlü gelmemektedir. Önce sinirle yürümeye başlar koridorda, ardından gide gele çağırma düğmesine bir daha bir daha basmaya başlar. Sanki çok basınca, çok geliyor!

7- Arkadaşa Yer Tutmak: Kuzu kuzu asansöre binmiş, üst katlara doğru yolculuğunuza başlayacaksınız. Tam kapı kapanmak üzereyken aradan bir el sokulur ve otomatik olarak kapılar yeniden açılır. Açılan kapının önünde bir başka abla/abi "Bir dakika, arkadaşım geliyor" der ve arkadaşına "Tuttum ben asansörü" diye bağırır. Arkadaşı, diğer arkadaşıyla ileride yaptığı konuşmayı bitirir, salına salına turnikelerden geçer ve asansöre biner. Bu esnada uzun süre açık kalmaktan dolayı uyarı sinyali veren asansör ciyak ciyak bağırarak kapılarını kapatır. Ya yetişirler ya d a"Kapı da kapanıyor, arkadaşım da yetişemedi, neyse bir sonrakine bineriz" der ve kapıyı bırakır. Boşuna bekledin yani...

8- Bağıra Bağıra Konuşmak: Yukarıdaki başka maddelerde de belirttiğim ve hepimizin de bildiği üzere bit kadar bir yerdir asansör. Beraber bindiği arkadaşıyla bağıra bağıra konuşmak niyedir?!! Birbirinizi duyamıyor musunuz, kulaklarınız mı hasta, çığlık atmadan gülemiyor musunuz? Her şeyi geçtim, ben senin kulağının dibinde çığlık atarak kahkaya boğulsam, nasıl olur?

9- "Kadınların Sıradaki Önceliği" Takıntısı: Kalabalık bir kadınlı erkekli grup asansör bekliyor. Gelen asansöre binmek üzere "hanımefendiler" hemen öne atılıyorlar, erkeklerden önce binmeye çalışıyorlar. Böyle bir önceliği kim verdi sana? Arabanın kapısını açacak, sigaranı yakacak, kapıyı tutacak, yolda öncelik verecek kişi başkası olacak, çalışma arkadaşların değil! Çalışma ortamında eşitsiniz, onların hakkı ne ise seninki de o... Kadın değilsin orada, çalışansın ve sadece insansın...

Bu sirk ortamında biz ve bizim gibiler mi ne yapıyor? Durumu kabulleneli çok oldu...



12 yorum:

Kitapsız Kedi dedi ki...

Güzel tespitler :) Aynılarını her gün yaşıyorum. Asansörde aklıma geleceksin :) Sayfandaki değişiklikleri de takip ediyorum, ne güzel geliştiriyorsun kendini sürekli.

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Beğenmene ve yorumuna çok sevindim, teşekkürler :) Burada ilk başladığımda çok takıyordum böyle şeylere, sonunda dedim ki bu böyle olamayacak, takma kafana... Artık sadece yazıyorum :)

Sayfamla bu ara çok oynadım ama profesyonel yardım almadan kendim bir şeyler yapayım diyince biraz deneme yanılma oluyor, hep bir değiştirme durumu yaşıyorum :) Sonunda olacak ama :)

Depresif Ayu dedi ki...

Bütün maddeler konusunda çok haklısın, ne de güzel yazmışsın. Ama özellikle 9. madde beni çok sinir eden bir husus. Bu hak doğuştan mı geliyor nedir. Gıcık oluyorum yaaa.

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Depresif Ayu, çok sevindim beğenmene :)

Aynen öyle, bazı hanımefendiler bu hakkın doğuştan geldiğini düşünüyorlar... Bir de bu hanımlar,günlük hayattaki ayrımcılıktan şikayet ediyorlar biliyorsun :)

Ruhsuz Atmaca dedi ki...

Çok nadir olmakla birlikte asansör aşkları da var; aynı metrobüs aşkları gibi... :)))

xCoach Incomprehensible dedi ki...

tahammül sınırlarım artık çok aşağılarda benim.

toplum içindeki yerinin yalnızca bireysel bir nitelikten ibaret olduğunun farkında olmayan insanlara kabalaşmaktan çekinmiyorum ben.

bazen kalplerini kırıyorum, bazen incitiyorum bazen de hak ettiklerini düşündüğüm şekilde davranıyorum.

insanların bana ait olan birşeyi fütursuzca gasp etmesinden sıkıldım çünkü.

anladıkları dilden konuşmaya çalışıyorum.

insanyavrusu dedi ki...

Tespitlerin çok güzel olmuş. umarımö plazada çalışan insanlar okuyup derslerini alır. hem sadece plazada durm böyle değil. Hastahanelerde de aynı durum var.

Blogger Bolat dedi ki...

Çok değerli bir post olmuş, misyon, vizyon, füzyon gibi kurumsal şirketlerin duvarlarına asmalı, sınav yapmalı :))

Kizlierkeklikedili dedi ki...

@ruhsuz atmaca, çook nadir :)

Kizlierkeklikedili dedi ki...

xCoach Incompréhensible, çok haklısın aslında... Anladıkları dilden konuşmak gerekiyor ve sessiz kaldıkça benim de yazımın sonuna eklediğim gibi "kabullendik artık" hali çöküyor üzerimize... çok iyi yapıyorsun bence...

Kizlierkeklikedili dedi ki...

Insan Yavrusu, aynen... her yerde... otobüste, metroda, avm'de, hastanede, okulda, sokakta...

Kizlierkeklikedili dedi ki...

O. Bolat, sınav olsa herkes sınıfta kalır :) başarısızlığın cevabı da "biz kurumsal bir şirketiz" olur... her şeye cevap o şu aralar :)