
Böyle bir başlık atmak, temizlik ile ilgili yakından ya da uzaktan alakası olan bir yazı yazmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Ben temizlik yapmazdım kiii :) Haftada bir gün eşimle beraber evi temizleyip toparlardık, çok sık olmayacak şekilde ise yardımcı abladan kapı, cam, pencere temizliği yardımı alırdım, bu kadar. Artık üç aylık bir bebekle evde olunca her şey değişiyormuş. Gün içerisinde annemin yardımları sayesinde hayatta kalmamız dışında, ben de günlük temizlik/ev toparlama rutinleri geliştirdim kendime. Bu rutinleri/alışkanlıkları edinmek zorundaydım. Çünkü sabah çıkılıp, akşam girilen bir evden, tüm gün yaşanan bir eve geçiş yapınca her yer beş kat daha fazla pisleniyormuş. Bir de akşam işten eve gelince karanlık oluyormuş, ne toz ne de pislik görünmüyormuş! Cahillik, mutlulukmuş :) Hele de evde mini mini bir bebek olunca çamaşırlar öyle çok artıyor ki sepetler bile yetmiyor. Aylar ve yıllar geçtikçe bu çamaşır olayının gittikçe artacağını biliyorum, bunlar sadece alıştırma :)
Uzun lafın kısası, her şey sistem kurmakla başlıyor. Bu sistemde doğru alışkanlıkları edinir ve onlara sadık kalırsanız evinizde pislikten ve dağınıklıktan ölmeme kıvamına gelebiliyorsunuz :)
Önemli Not: Hayatımın hiçbir döneminde ev temizliği ve düzeni konusunda titiz olmadım. Hele temizlik hastası hiç olmadım (Üst komşumuz öyle mesela, her gün yarım gün boyunca ev süpürüyor, allah şifa versin). Eğer bu yazıyı okuyan kişi benden daha temiz ve titiz ise ve benim önerilerimi yetersiz, eksik görüyorsa haklıdır; bu sistem ve alışkanlıklar bizim ailemiz için yeterli gördüklerimizdir.
1- Her Odaya Bir Kirli Çamaşır Sepeti: Bizim evimizde şuan aktif olan iki oda var. Birisi bizim yatak odamız, birisi de Can oğlumuzun odası. İki odada da kirli çamaşır sepetimiz var. Bu sayede Can oğlumuzun odasında üstünü değiştirirken kirlisini yere atıp sonra tek tek toplamak yerine direkt olarak kirli sepetine atıyoruz. Çamaşır yıkanacağı zaman ise bizim odamızdaki ve oğlumuzun odasındaki iki sepet birleştiriliyor, hoop makineye (Evet bizim çamaşırlarımızla bebecik oğlumuzun çamaşırlarını beraber ve aynı deterjanla, aynı programda yıkıyorum. Bu konuda ayrıca yazı yazacağım).

2- Her Akşam Bulaşık Makinesini Çalıştırmak: Bizim bulaşık makinemiz eskiden dolmazdı. Dolsa bile sebebi koca koca tencerelerdi. Her akşam karı koca yediğimiz bir akşam yemeği, içtiğimiz çay kahve bulaşığıyla dolmuyordu tabi. Ancak artık ben de evde olduğum için kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği bulaşıkları derken hoop makine doluyor. Eğer ki makineyi düzenli çalıştırmazsam bu sefer bulaşıklar başlıyor lavaboda dolmaya, oradan hooop tezgahlar derken dağ gibi bulaşık yığılıyor. Bu nedenle eğer ki çok boş değilse, her akşam yatmadan evvel bulaşık makinesini çalıştırıp yatıyoruz. Ayrıca yanlış bilmiyorsam saat 22.00'den sonra elektrik de indirimli oluyor; yani her şekilde çok daha rahat ve ekonomik. Hem bu sayede sabah kalktığınızda temiz bulaşıklı bir makine ile karşılaşıp, hemen bulaşıkları da boşaltırsanız güne boş makine ile devam edebiliyorsunuz.

3- Her Gün Banyo Lavabosunu ve Aynasını Camsil ile Silmek: Bu alışkanlık çok hijyen amaçlı değil ama psikolojik ve görsel etkisi bakımından benim için çok önemli. Bildiğiniz gibi Camsil (ve benzer markaların bu amaçlı temizleyicileri) parlak yüzeyler için bir temizleyicidir. Yani adından bizi yanılttığı gibi sadece camlar için değil. Bu nedenle ben günlük olarak banyo lavabomuzu, aynamızı, lavabo musluğumuzu ve sifonun üzerini bir kağıt havlu yardımıyla camsil ile siliyorum. Bu sayede biriken günlük toz, sabun damlaları, ıslaklıklar, diş macunları vs güzelce bye bye. Dediğim gibi bu yöntem kesinlikle hijyen amaçlı değil, sadecec parlatmak ve daha temiz, düzenli bir görünüm elde etmek için. Bu işlemi yaparken banyodaki havluları, paspası da düzeltiyorum ki pek başarılı bir görüntü elde ediyorum. Hijyen amaçlı banyo temizliğimizi ise gerekli ve uygun gördüğümüz sıklıkta çamaşır suyu ile yapıyoruz.

4- Her Sabah Kalkar Kalkmaz Yatağı Düzeltmek: Bu alışkanlık benim için uzun yıllardır var. Hatta bu konuda ufakcık minicik bir takıntım da olabilir... Yataktan kalkar kalkmaz o yatak düzeltilecek... Yatağı dağınık bırakmak, günün bereketini kaçırıyor, gece ise dağınık bir yatağa girmek ise uykunun kalitesini kaçırıyor gibi bir inancım var... Deliler hangi taraftan gidiyoruz?... Velhasıl, dalga geçmeyi bırakırsak, bu alışkanlık gerçekten de bir numaradır. Yataktan kalkınca hemen pijamaları düzeltmek, yatağı toplamak, varsa yerdeki kirlileri sepetlere atmak, ortalıktaki dağınıkları düzeltmek, perdeleri ve pencereyi açmak (evet, kış kıyamet bile olsa her odanın penceresi en azından 10'ar dakika açılıyor bizim evimizde. Oksjen sen bizim her şeyimizsin!) derken yatak odanız derli toplu ve mis gibi oluyor. İşte size güne düzenli ve bereketli başlamanın yolu.

5- Koltuk ve Evinizdeki Tüm Kumaş Yüzeylerde Yapışkanlı Tüy Toplama Rulosu Kullanmak: Bizim gibi kedili köpekli ev sahipleri beni çok iyi anlayacaklar ki evimizde tüy malesef ki bitmiyor. Bu konuda bir şikayetimiz var mı? Asla yok. Ancak tüylerle yaşamanın yollarını bulmak gerekiyor. Bizim evimizde bilhassa en büyük problemimiz koyu renk kumaşlı koltuklarımız... Pisi ve Çakıl tüm gün koltuklarda tepişiyorlar ve uyuyorlar; koltuklarımız da oldukça çabuk bir şekilde tüyleniyor. Her gün koltukları süpürecek halimiz yok herhalde, delirmeyin lütfen, aklınızdan geçen o düşünceyi puuuff atın! E süpürmezsek de tüy kaplanıyor tüm koltuklar... Biz de becerikli, akıllı annemin sayesinde tüy toplama rulosu sistemine geçtik (annemin evinde de iki minnoş kedisi olunca o da bu konularda tam bir profesyonel). İkea'nın yedekleriyle de ayrıca satılan yapışkanlı tüy toplama rulolarını kullanıyoruz (marketlerde satılan marka rulolarla aynı işi yapıyor, hem de yarı fiyatına). Bütün koltukları sanki kıyafetlerimizdeki tüyleri temizliyormuşcasına hiçbir köşesini atlamadan güzelce cırtlıyoruz. Bu arada not düşeyim, roloların yapışkanları çok hızlı doluyor; bir temizlik seferinde bile neredeyse dörtte bir rulo bitirilmiş oluyor. Taa daaaa! Tüysüz, tertemiz koltuklar! Bizler gibi birden fazla kedili köpekli evlerde ideali bu işi her gün yapmak ama ben biraz üşengeçim, gün aşırı yapıyorum. Haftalık temizlik ve ev süpürmesi sırasında koltukları da güzelce süpürünce missssler gibi oluyor!
6- Mutfak Çöpünü Her Gün Atmak: Biriken çöp, iyi değildir (tecrübe konuşuyor, çalıştığım dönemde çöpü atmayı unuturduk, o çöp kovası tepesine kadar dolardı).Hem çöpü taşıyıp, çöp kovasına kadar götürmek zor oluyor, hem de pis kokabiliyor ya da çöp torbası alt kısmından ağırlığa dayanamayıp patlayabiliyor. Bunun sonucunda ise dibine çöp suyu akmış bir çöp kovasını temizlemek ya da koridordan geçip kapıdan çıkan çöp suyu damlalarını takip etmek gibi bir işiniz oluyor. Biriktirmeyin, atın, mis mis başlayın güne... Atın dediğime bakmayın, canınız eşlerinizin eline tutuşturun sabahları.

7- Ev Temizliğini Haftada Bir Defadan Az ya da Çok Yapmayın: Temizlik önemlidir ama hayat amacımız da değildir... Bu nedenle öyle her gün ev süpürüp silmeler, her gün bir yanalarınızdan ter akıtmalara hiç gerek yok. Haftada bir gün evinizi silip süpürün yeter. Fazlası psikolojik ve fiziksel zarardan başka bir şey değil... Aynı şekilde tam tersini de yapmayın ama. Haftada bir defadan daha uzun ara verirseniz de bu sefer ev gereğinden fazla pislenmeye başlıyor ve temizlik sırasında çok daha fazla yorucu bir hal alıyor. Her şey tadında güzel, iki şekilde de tadını kaçırmamak gerek. Ayrıca evinizde önem vermeniz, hatta mümkünse iyisine yatırım yapmanız gereken ev aleti ise, süpürgedir. Bilhassa kedili, köpekli evlere iyi süpürge şart. Hem hijyen bakımından, hem de süpürgeye harcadığınız vakit bakımından. Elektrik süpürgeniz aynı yerden sizi iki defadan fazla geçirmemeli, aksi halde bu durum evinizi iki defa süpürmüş etkisi yaratır narin bedeninizde.
Temiz kalın ama temizlik hastası olmayın, aman dikkat!