Son yazımın üzerinden 1 ay geçmiş :/ Her geçen günü hissettim,
her geçen gün “Yazamıyorum ama...” şeklinde dertli ızdıraplar çektirdim
kendime. Ardından ise yine kendime hatırlattım “Burası benim özel alanım,
burası benim keyfim, mecburiyetlerim yok, düzenli yazı yazmamı teşvik
etmesinden öte bir amacı olmayan bir yayın takvimim var, uymadığım zaman ölüm
yok ki ucunda!” Sonra ferahladım, ne zaman işlerim ve kafam ferahlarsa o zaman
yazacağıma karar verdim; öyle de yapıyorum ve karşınızdayım!
Buralara yazmadığım zamanlarda neler yaptım? Hiç hoş
olmayan, her anlamda canımın çıktığı bir ay oldu benim için. Yılsonu olması
nedeniyle ofisteki işlerim ölümüne yoğundu. Sabah 08.01’de başlayıp, aralıksız
devam eden bir koşuşturmacanın kalbinde buldum kendimi. Her işyerinde genelde yaşandığı üzere yılbaşı
hediyeleri, sepetler, davetler, bütçeler derken benim de patronumun ajandası
ağızına kadar doluydu. Böyle olunca benim de tüm bu tatsız koşturmacada elim,
bacağım oluyor...
Bu koşuşturmaca sırasında akşam eve geldiğimizde ya da haftasonlarına deşarj
olmak istedik eşimle beraber. Ancak soğuk, kasvetli, her an yağmurlu geçen bir
ay boyunca burnumuzu çıkartamadık dışarıya. Ufak yemek molaları, bayılmasak da
hava değişikliği olarak gördüğümüz avm gezileri haricinde doğanın içinde olup,
yüklendiğimiz pis elektriği atamadık üzerimizden. Hal böyle olunca da insan
şişiyor, şişiyor, şişiyor... Arada kuru bulduğumuz birkaç haftasonunda çıktık
doğaya ama tatmin etmedi bu kısa geziler bizi. Bari sosyal olarak kendimizi kurtaralım diye
arkadaşlarımızla ev gezmeleri yaptık, özlem giderdik.
Tüm bu eve kapanma hallerinin sonunda eve baka baka bir çok
problem çarptı gözümüze. Evimizin banyosu, iç kapıları, dış kapısı, koltuk
kumaşları derken evimizi aldığımızdan beri iki senedir üzerini örttüğümüz her
problemi farkettik acımasızca. Hem evimizin işi görülsün, hem de bize biraz
meşkale olsun diye evde ufak yenilemeler işine giriştik. Büyük tadilat işi
olmadığı için çok uğraştırmadı bizi. Yine de haftasonlarımız usta beklemekle,
haftaiçi akşamlarımız ise ustaların bıraktıkları pislikleri temizlemekle geçti. Daha bitti mi dite sorarsanız, bitmedi. Bu ay içerisinde tamamlayacağımız, siparişlerini verdiğimiz işler var, ha gayret! Sırada bir tek mutfak yenileme işimiz kaldı ama onu artık
önümüzdeki senenin kış dönemi can sıkıntısına bırakmaya karar verdik.
Bu uğraşlarımızın dışında bizi en uğraştırmayan ama en mutlu
eden varlıklar ise iki kuzu kedimiz oldu. Sağlıkları ve keyifleri çok yerinde,
battaniyeye sarılıp bütün gün uyuma mevsimi olan kış aylarını en verimli
şekilde geçirmek konusunda çok hevesliler. Yaz aylarında çok ısrar etsek de yanımıza
yanaşmaktan pek keyif almayan hanımlar, şimdi her fırsatta sırnaşacak yer
arıyorlar ve gece gündüz tepemizdeler. Mevsim gereği bol bol semirdiler, tüy
dökmeleri durduğu için ise iyice tüylendiler. Dobiş dobiş hayatlarını
geçiriyorlar.
Başlığa attığım “Neler oldu, neler!?” cümlesine pek yaraşır
bir yazı olmadı ama bizim hayatımızda da bunlar oldu işte J
15 yorum:
Soğuk havalar iyi kötü işe yaramış, tamirat işleri hallolmuş... Havalar daha da soğuk olacak sanırım... Alışmamız gerekiyor galiba:( Sevgiler....
Persephone, evet ama bitmedi henüz, bu ay sonunu bulacak son işlerle... Sonra tadilat biter mi, ufak ufak öyle çok şey var ki evde el atılması gereken :/
Haberlerde izledim ben de İstanbul için -6 diyorlar! Soğukla mücadele edenlere sabırlar diliyorum :(
Tadilat kelimesi beni acayip geriyor. Kolay gelsin :) Su siralar ben de blogumu kendi haline bıraktım. Aslında yazmak, paylaşmak istediğim şeyler var ama içim kurudu bu aralar. Tekrar yesertebilirsem döneceğim sanırım. Kediciklerine ve sana kucak dolusu sevgiler...
Hoşgeldin tekrar sayfana, kış günü soğukta da tadilat zormuş ama sonuç güzel olur, güle güle oturun yenilenen evinizde, dobişkolara bayıldım:))maşallah ikisine de...sevgiler:)
Taşınalı bir yıl oldu ama hala tadilat işlerimiz sürüyor. Sizi çok iyi anlıyorum, kolay gelsin. Minik patililer en iyi stres ilacıdır:) Her şey gönlünüzce olsun. Sevgiler..
Hoşgeldin tekrar, özlettin kendini. Tadilat süreci sıkıntılı olsa da evde yenilik yapmak çok iyi hissettiriyor.
Hosgeldin. En güzeli istedigin zaman yazmak, gerisi zorlama oluyor.
Hoşgeldiin tekrar :)
içinden ne zaman geliyorsa yaz, biz bekleriz yahuu
arada tabi unutma bizleri :d
Shingetsu ve Pisileri, değil mi, tadilat kelimesi bile yetiyor yorulmaya...
Blog konusunda neden öyle olduk bilmiyorum ki :/ Yine senin yazacak şeylerin birikmiş. Ben ise aksine yazacak bir şeyim kalmadı gibi hissettim. Ev-iş arasında geçen hayatta, hakkında yazacak şeyler çarpmadı gözüme...
Asıl bizden kocaman sevgiler sizlere gelsinnn ♥
bücürükveben, hoşbuldum Müjde ablacığımm ♥ İşte çok fazla kırıp dökmeden biraz elini yüzünü toparlamaya çalışıyoruz evin. Çok iş var ama hala :/
Bücürük'e ve size çok çok sevgilerrr ♥
Begonvilli Ev, çok teşekkürlerr! Biz bu evimize taşınalı 2 sene oldu ve hep bir işlere girişmeye niyetlendik ama hep erteledik. Böyle böyle ufaktan halletmeye çalışıyoruz artık, bakalım :)
Kitapsız Kedi, hoşbuldummm ♥ Evet süreç sıkıntılı (ki kırma dökme yapmadan mevcutları değiştirmeye çalışıyoruz) ama sonunda bir çerçeveyi bile fazladan asmış olsan büyük keyif veriyor, bakalım... Sevgiler ♥
Ahu Kader, kesinlikle Ahu'cuğum. Ben de ara verince onu farkettim. Bundan sonra kendime yeni bir takvim mi yapacağım, yoksa aklıma estikçe mi yazacağım bilmiyorum. Bakalım, b ir hal çare bulacağım. Öpücükler ♥
safransarı, hoşbuldum!! Yok yok unutmadım, unutmam. Allahtan instagram var da havalı fotoğraflarını görünce hatırlıyorum, bakalım neler yazmış diyip okuyorum yazılarını :))
Hoşgeldiiiin! :)
Yoğun iş temposu için geçmiş olsun, tadilat için ise kolay gelsin diyorum! :)
Yorum Gönder