İki sene önce aldığımız, içini ve bulunduğu bölgeyi çok
sevdiğimiz, kısmetse uzun yıllar oturmayı planladığımız evimizdeki tek
problemimiz: KOMŞULARIMIZ. Daha önceki birkaç yazımda da sizlerle paylaştığım
manyaklık düzeylerinden, kalabalık ve aşırı gürültücü olmalarına, umursamaz ve
cahil olmalarına kadar pek çok farklı problem yaşıyoruz. Evimizin bulunduğu
semt oldukça nezih, işinde gücünde insanların yaşadığı bir yer olmasına rağmen, bizim
apartmanızımız malesef ki tam tersi. Dairelerdeki hanımlar çalışmıyorlar,
komşuluk ve dedikodu üst seviyede; saat, alt komşu veya üst komşu mefhumları
yok. Misal gecenin 11’inde apartmanın içerisinde bağıra bağıra telefon ile
konuşabiliyorlar. Yahut da haftasonu sabahı saat 7’de üst katımızda boylu
boyunca garrrrççç diye sandalye çekebiliyorlar. Tüm seslerinin bahanesi “çocuk”
olurken, bize bir usta gelse vakitlice bir duvar delse hemen kapıya
dayanıyorlar ki sebep yine “çocuk uyuyor”. O çocuk bizim mi yoksa onların mı
karar veremedim... Neyse...
Tüm bu evlere şenlik komşular ve apartmanımızın başrolünde
ise bizim için “Böcekli Teyze” bulunuyor. Gece gündüz, saatli saatsiz bir
şekilde her gün sokakta. Sokakta derken, ne yaptığını bilmiyoruz, öyle
turluyor... Balkonlara, camlara, diğer ev hanımı dedikodu meraklılarıyla bağıra
bağıra konuşuyor. Öyle ki sabah çıkıp, akşam eve giren bir çift olarak
apartmanda çoğu daire sahibini daha hiç görmemişizdir ama böcekli teyzeyi her
gün görüyoruz! Peki böcekli teyze ismi nereden geldi diye merak ediyor
olabilirsiniz. Bu arada küçük not, gerçek ismini gerçekten de bilmiyoruz. İşte
hikayesi:
Geçen sene bizim evde birer hafta ara ile iki defa minik ölü
böcek bulduk. Büyük ihtimalle kediler yakaladılar ve öldürdüler diye düşündük.
İki tane olunca ise ister istemez aklımıza takıldı ve kutu içerisindeki yemli
ilaçlardan evin kuytu köşelerine yerleştirdik (kedilerin ulaşamayacağı
noktalara). Sonrasında ise aklıma takıldı, belki ev kapısından da giriyor
olabilir diye düşündüm ve evimizin kapısının dış köşesine de bir tane koydum.
Tüm bu yemleme işi zaten önlem amaçlı olduğu için pek de kafa yormadık.
Kutu yemli ilacı kapıya koyduktan bir hafta sonra akşam
vaktinde kapı çaldı, tam da eve gelmişiz ve yemek hazırlıyorum. Kapıyı eşim
açtı, bıdı bıdı bıdı konuşuyor birisi apartmanda. Ben de herhalde yönetim ile
ilgili diğer komşularla konuşuyorlardır diye hiç oralı olmadım ve işime devam
ettim. Sonra eşimin anlattığı diyalog şöyle:
Böcekli Teyze: Erkek beyy böcek vaaamı sizde, böcek?
Erkek: Yok öyle iki defa çıktı, önlem olarak koyduk ilacı.
Böcekli Teyze: Ahhh Erkek beeyy, bizim evi böcek bastı. Her
yerden çıkıyor, artık evi satıp gideceğim.
Erkek: İlaç koydunuz mu siz de?
Böcekli Teyze: Yok koymadık. Gitmiyorlar bir türlü.
Erkek: İlaç koymazsanız nasıl gidecekler ki?
Diye her geçen diyalogda daha lüzumsuz bir hal almak
suretiyse 15 dakika kadar kapı ağızında bu sohbet sürmüş. En sonunda eşim “İyi
akşamlar, iyi akşamlar, iyi akşamlar...” diyerek suratına kapıyı kapatmış. Bu
sohbetin ardından düzenli aralıklarla kapımızı çalıp “Böcek vaamı? Böcekler
nooodu? Ahh bizde çok kötü....” diye diye tacizine devam etti.
Bir akşam iş çıkışında apartmana giriyoruz. O akşam da annem
bize yemeğe geldi ve bizden 5 dakika önce gelince apartmanın dış kapısında
durmuş bir sigara içerek bekliyor. Tabiki Böcekli Teyze yakalamış. Annemi
hakkımızda bir sürü soru yağmuruna tutmuş, böceklerinden bahsetmiş, bizim evde
çoook kedi olduğunu duyduğunu söylemiş. Sonunda biz geldik de annemi kurtardık
elinden. Annem de şaşırmış, “Bu nedir böyle” diye diye kendine zor geldi.
Bunun ardından anladığımız kadarıyla bizi “tanıdık-komşu”
ilan etti ve iyice cozutmaya başladı. Evimizdeki tadilatlar sırasında kapımızı
çalıp, abuk sabuk bahanelerle içeriye bakmaya ve ne yaptırdığımızı öğrenmeye
çalıştı. Yaz sonunda açık olan penceremize doğru sokaktan bağırarak diyaloğa
girdi. En bombası ise dün akşam gerçekleşti... Geçen haftasonu evimizin çelik
kapısını değiştirdik. Çelik kapıyı değiştirince de uzun süredir unuttuğumuz
böcek yem kutusunu kaldırdık oradan. İki üç gün geçmişti ki üzerinden, yine
haftaiçi akşam vaktinde kapımız çaldı. Eşim kalktı, delikten baktı, kimse yok.
Açtı kapıyı. Duvarın arkasına saklanmış bir şekilde Böcekli Teyze bekliyormuş.
“İyi akşamlarr” sesini duyar duymaz ben de koştum kapıya. Aksi halde yumuşak
davranan eşimi yakalayınca daha uzun tutuyor kapıda... Diyaloğumuz şöyle
gelişti:
Böcekli Teyze: Bu kapınızın şurasını (en alt köşe kısmını
gösteriyor) niye kapatmadı ustalar?
Kız/Erkek: Neresi? Bir şey yok kapımızda, teşekkürler.
Böcekli Teyze: Bak bak şurayı iyi kapatmamışlar, delik
kalmış, böcekler saklanır oraya. Hep evinize girerler sonra, bak bizim evi de
böcek bastı zaten. Her yerden geliyorlar, satacağım bu evi.
Kız/Erkek: Hııı biliyoruz, teşekkürler, kapımızdan memnunuz,
deik de yok. Böceklerle de ilgilenmiyoruz. Teşekkür ederiz, iyi akşamlar.
Böcekli Teyze: Ama bak bak, buradan girerler içeriye. Hep
saklanırlar deliğe, sonra sizin evi de böcek basar. Bak bizim eve. Bak bak tam
şurada delik. Güzel de olmuş kapınız, tadilat yaptırıyorsunuz değil mi, iyi
olmuş.
Bu diyaloğun bozuk plak gibi olduğu, bizden istediği
dedikodu malzemesi yapacağı yanıtları alamadıkça başa saracağını anladığımız
noktada o konuşmaya devam ederken kapıyı kapattık...
Sonrasında neye uğradığımızı anlayamadığımız bir halde
koltuğa oturduk, bir süre düşündük... Eşim “Delikten baktığımda görünmüyordu,
duvarın arkasına saklanıyor ve kapıyı açınca duvarın arkasından çıkıp kapının
önüne yapışıyor” dedi. İnanamadık... Bu kısımlar artık işin sapıklık boyutuna
geçtiği ve komşuluk iyi niyetinden çıkıp, rahatsızlık noktasına geldiği
bölümdü. Bundan sonra Böcekli Teyze eğlence konumuz olmasından öte, dikkatli
olmamız gereken bir sapık durumunda. Hem akşam akşam zırt pırt lüzumsuz
sebeplerle kapımızın çalınmasını istemiyoruz... Bütün gün çalışmışız zaten,
sonrasında ise iyi niyetten çok uzak sohbeti için evimin özel kapısında
gizlenen sapıklıkla uğraşmak istemiyorum. Bundan sonraki diyaloglarımız
sertleşecek. Böcekli Teyze ile maceralarımızın devam edeceğine ve size bu
sayfalarda yeniden yazacağıma eminim.
16 yorum:
Fazla meraktan öte, psikolojik sıkıntıları da olabilir.
Dikkatli olmakta fayda var..
Off inanmıyorum çok fena..
Çok zor bir şey komşularla üzerine delielrle uğraşmak
Takmamaya çalışın en iyisi bu..
Ayyyyyy fenalık geldi resmen okurken bile:))))Allah sana, eşine sabırlar versin..taşının diyeceğim mümkünse tabii...ya da ya sabır deyip oturmaya devam edin...
Bu arada böcek işi tamamen iklime bağlı. Nereden biliyorsun diyeceksin. 30 yıl Üsküdar'da oturduk, kalorifer böceklerinden kurtulamadık..tüm dairelerde vardı..kapıcı dairesinden tüm apartmana yayılıyordu..
95-96'da Ankara'ya taşındık, Ankara'da tam üç ev değiştirdik. İkisi köhne 40-50 yıllık evlerdi, buna rağmen hiç böcek görmedik. 14 yıl oluyor. Anladım ki, dünyann en köhne evi de olsa kuru soğukta böcekler yaşamıyorlar. İstanbul sıcak ve nemli olduğundan böcek oluyor:(
kolay gelsin
Iğğğğ! Sizin evde çok kedi var acaba böcekler de ondan mı oluyor ? Bak bizim bahçede çok kedi var ,bütün her şeyin sebebi onlar. Arap Baharını onlar başlattı ,Paristeki bombalama vakası falan...
Komşu mu ? Yok ben almayayım !
Okurken bana da fenalıklar geldi, allah kolaylıklar versin. Cahil komşu hiç çekilir şey değil, sizinki iyice aşmış. ://
Bu arada böcek deyince... Şimdi bana kesin manyak diyeceksin. :)) Cihangir'de eski bir apartmanda 4 yıl yaşamıştık Gökhan'la. İlk taşındığımızda evde böcekler vardı. (Bolca.:) Ben tutturmuştum "Öldürtmeeem, öldürtmem, başka çare bulucaz!" diye. Bulduk da. Fişe takılan bir alet sipariş etmiştik netten. Böcekleri öldürmüyor, onların duyacağı frekansta ses dalgası ile kaçırıyor. Sersemletip, yeme içme algılarını bozuyor ve bulundukları yeri terk edip başka yerde yemek aramaya itiyor onları. Bu sayede kurtulmuştuk. Gökhan eve gelince sorar, bulursam linkini yollarım sana da. Siz kullanmasanız bile belki başkasına faydası olur. :)
Sinek bile öldüremem ben, mecburen böyle arayışlara giriyoruz işte. :))
Bence de piskolojik sorunlari olabilir. Dikkat edin canim.
ya en nezih semtte ya da sitede otur mutlaka sinir bozucu komşular oluyor. Daha önceki evimizde sinirden ağlıyordum. Çocukları gün boyu zıplıyor bağırıyor, bunları yapmadığı zamanda ağlıyordu. Gece 2-3lere kadar hem de. Ben ki evde ders çalışmak zorunda kalan bir insanım. Bir defa şikayet ettim çocuğu dövdüler o kadar vicdanım sızladı ki evi yıksa bir daha sesimi çıkarmam dedim. Alt kattaki çift ise her gece kavga edip evde kırılmadık şey bırakmıyor sabahına kolkola asansöre biniyordu, günaydın dışında muhabbetim yok ama kavgaları psikolojimi bozuyordu resmen. O nedenle yeni eve taşınırken tek istediğim en üst kat olması ve az daireli olması idi. Bizim yaşımız genç diye o dedikoducu teyzeler falan muhabbete yanaşmıyor ama annelere de tembihledim ben sakın biz yokken muhabbet kurmayın komşularla sonra başıma bela olmasın diye. Ya kendi çocukluğumdaki komşulukları düşününce çok üzülüyorum bu düşüncelerime ama zaten iş-güç derken tahammül ettiğim o kadar gereksiz insan varken bir de evde uğraşamayacağım onlarla. Sana da kolay gelsin diyorum, böcekçi teyze gibi birilerini bertaraf etmek zor gerçekten :(
beyza aydin baser, aynı şeyi biz de düşündük ama bu aşırı merakının dışında bir tuhaflığı yok. Diyalogları, hal ve tavırları gayet normal görünüyor... Anlayamadık biz de...
Yasemin, en son kapıyı suratına kapattığımdan beri daha gelmedi kapıya, umarım bitmiştir :/
bücürükveben, sorma Müjde ablacığım... Şimdilik başımızdan savdık gibi, kapıyı çarptığımdan beri gelmedi hiç...
Ankara'nın kuru soğuğunun bir faydası varmış demek :) Ayy bana çok çarpıyor o kuru soğuk, ben razıyım arada böcek çıkmasına :)
coletté, aynen öyle! Kedilerden oluyor hep, kesin böyle düşünüyorlar...
Mümkün olsa ben de tüm komşuları devredeceğim... Umarım ileride bize de komşusuz bir hayat nasip olur.
Gokkusagi Dosyasi, çok heyecanlı bir buluşmuşş!! Benim ilk bulduğum link şöyle oldu, bu tip bir şey sanırım http://www.teknopest.com.tr/tp70.html
Böcek öldürmemek konusunda çok haklısın ama insan panik oluyor, bir an önce gitsinler diye ne gelirse elinden onu yapıyor... Zehirsiz bu yöntem her şekilde çok faydalı... O yem kutularını iki canavar kediden kaçıracağım diye nasıl canım çıkıyor bir bilsen...
Çok teşekkürler önerin için ♥
Ahu Kader, mümkün... Bilemiyorum ki :/
Ne Giysem, çok haklsıın, her yerde varlar... Hele dediğin gibi tüm gün hayatımızda öyle lüzumsuz insanlarla uğraşıyoruz ki evimize gelince rahat etmek istiyoruz.
beter böcek olmuş bu durum:( var böyle tipler sağda solda, evin etrafında. Uzak durmakta fayda var kendi adıma öyle yapıyorum da:)
Emel Sevren Pınar, biz uzak duruyoruz ama o bizim kapıdan uzak duramıyor malesef, çekim gücümüz kuvvetli demek :)
Yorum Gönder